İlk insan ve Peygamber Hz. Âdem’den itibaren tüm peygamberler insanlara Allah’ı (c.c) anlatmışlardır. Allah’ı (c.c.) tanıyıp O’na iman etmelerini istemişlerdir. İnsanoğlu zaman zaman bu doğru anlayıştan sapmıştır. Kendisine göre farklı varlıklara inanmıştır. Fakat ne olursa olsun bir ilah fikrinden vazgeçememiştir. Bir yüce varlık inancı insan için olmazsa olmazdır. Allah (c.c) inancı insanın hayatını anlamlandırır. Zorluklar karşısında onu diri tutar. Onu manasızlığa ve hiçliğe düşmekten kurtarır.
Uzak Doğu ve eski Türk inanışlarıında; Yahudilik, Hristiyanlık gibi dinlerde Yaradan’ın varlığı hep bilinmiştir. İslam’da dinin temelini Allah’ın (c.c) varlığı ve birliğine iman oluşturur. Bu sebeple İslam yanlış ilah anlayışlarını reddetmiştir. Doğru Allah (c.c) inancını açıklayarak insanları imana davet etmiştir. Nitekim İslam’ın ilk mesajı da yine bu amaca yöneliktir:
“Yaratan Rabb’inin adıyla oku! O, insanı aşılanmış bir yumurtadan yarattı.”
Yüce Allah bu ayetle insanları kendi yaratılışlarını tefekkür etmeye ve böylece yaratıcının varlığını ve kudretini anlamaya davet etmektedir. Bu manada Peygamberimize ilk inen ayetin ana vurgusunun Allah (c.c) inancı olduğu söylenebilir.
Allah’a (c.c) iman, İslam inancının temelini oluşturur. Öyle ki Peygamber Efendimiz’in risaleti süresince inen ayetlere baktığımızda bunların yaklaşık üçte birinin Allah (c.c) inancıyla ilgili olduğunu görürüz. Hz. Peygamber İhlas suresinin faziletiyle ilgili bir hadisinde “İhlas suresi, Kur’an’ın üçte birine denktir.”2 buyurmaktadır. Bu surenin konusu Allah’a (c.c) imandır.
İhlas suresinde Allah’ın (c.c.) oğulları ve kızları olduğunu iddia eden ehl-i kitabın hatta O’na ortaklar isnat eden müşriklerin yanlış inancı ortaya konmuştur. Allah’ın (c.c.) birliği ve O’nun hiçbir şeye ihtiyacı olmadığı vurgulanarak doğru Allah (c.c) inancı açıklanmıştır.
Allah Teala Kur’an-ı Kerim’de: (Ey Muhammed!) De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O, diriltir ve öldürür. O hâlde, Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resul’üne, o ümmi peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.” buyurmaktadır.
İslam, doğru Allah (c.c) inancı üzerinde çokça durmuştur. Yaklaşık on üç yıllık Mekke Dönemi’nde İslam’ın tebliğinin temel konusu, Allah (c.c) inancını yanlışlardan arındırmak ve O’nun birliğini insanlara anlatmaktır. Çünkü doğru ve sağlam bir Allah (c.c) inancı olmadan kişiye diğer inanç esaslarını benimsetmek, ibadet hayatını gerçekleştirmek ve hepsini kuşatacak ahlaki prensipleri kazandırmak mümkün değildir. Doğru bir Allah (c.c) inancı, tüm dinî hayatı kuşatan, onu meşru hâle getiren en temel ilkedir.
İslam inancının temeli ayette vurgulandığı gibi Allah’ın (c.c) varlığını ve birliğini kabul etmek, Hz. Peygamber’in O’nun kulu ve resulü olduğuna inanmaktır. Bu İslam literatüründe kelime-i şehadetle dile getirilen hakikattır. Peygamber Efendimiz, İslam’ın ilk şartının bu sözü inanarak söylemek olduğunu bildirmiştir.4 Müslüman olmak isteyen bir kimse İslam’a ilk adımını bu söz ile atar.
+ There are no comments
Add yours